2023-04-11 13:56:00
Her ay yerel magazinlerle ve bolca kişisel suçlamalarla geçen Belediye Meclisi Nisan Ayı Toplantısı’nın ilk oturumu 3 Nisan tarihinde tamamlandı. CHP’li meclis üyelerinden birinin Millet İttifakı Seçim Mutabakat Metninden maddelerin okunmaya başlaması AKP’li üyeleri bir hayli kızdırdı. Gündem dışı alınan söz, gündem dışı devam etti. Sahiden gündem dışı mıydı? Belediye Meclis toplantısında belki de açılmaması gereken bir konuyu açtı CHP’li meclis üyesi. Peki ya bu konu açılmadan önce neler konuşuluyordu?
Kalabak Su üzerinden dönen siyasetin üreticileri, komplolar, savunmalar, hatta “Bize ağzımızı açtırmayın, tüm dosyanızı ortaya sereriz” söylemleri… Eskişehir magazinini takip etmek için özel bir dergiye ya da köşeye ihtiyaç duyulmadığını hep bu toplantılarda gördük. Peki ya şehrimizin “gerçek” sorunları? Ne zaman çözüme ulaşacak, ya da ne zaman şehrin yöneticileri için parmak fırlatmalı kavgadan çıkıp gerçekten bir sorun olarak gözükecek? Yakın bir zaman için ne yazık ki bu ihtimali göremiyorum.
3 Nisan 2023 günü yapılan Odunpazarı Belediye Meclis Toplantısı’na gelecek olursak…
Gündemin Mutabakat Metnine dönmesine sinirlenen AKP’li üyeler toplantıyı terk ettiler. Tam o esnada aslında tüm meselenin hiç de gündem dışı olmadığına şahit olduk. Konu, Türkiye siyasetinde turnusol etkisi yaratan “HDP meselesine” geldi. İşte o anda CHP’nin genel siyasetlerinin il il yerellerine işlediğini gördük. CHP’li meclis üyesi İrfan Kılınç’ın ağzından bizi bile utandıran ancak kendisinin göğsünü gere gere söylediği o cümleler döküldü. “HDP’ye kurban olun siz”. Selahattin Demirtaş’a her fırsatta selamlar gönderen, hoş sözlerle kucaklayan bir Genel Başkan’ın yerel yöneticilerinde farklı rüzgarlar esebilir miydi sahi? Meseleye kişisel değil, tarihsel bakmak bir zorunluluk. ABD ile yenen akşam yemeklerinin, Washington Post’a demeçler vermenin, “onlar gitsin de kim gelirse gelsin” siyasetinin dönüp dolaşıp geldiği nokta bu oldu.
Peki ya bu utanç dolu sözlere verilen tepki ne oldu? Belediye Meclis üyelerinden geçiştirme cümleler dışında tek bir şey duyamadık. Bunun sebebi bir başka bölücü olan HÜDAPAR ile yapılan ortaklık mıydı? Hepsini bir köşeye alalım.
Nerede Eskişehir’in vatanseverleri?
Nerede reklam panolarında bize 32 diş gülümseyerek bakan, barış vaat eden o yüzler?
Nerede Eskişehir’i yönetmeye aday milletvekili adayları?
Milletin vekilleri niye sessiz? Türk milleti, Eskişehir halkı bir terör örgütünün siyasi uzantısı olan Parti’ye güzellemeler yapılmasından memnun mu? Asla. Hatta artık bunun kendi yaşadığı mahalleye kadar inmiş olmasından midesi bulanıyor. Milletimiz bu kadar rahatsızken, vekillerimiz kurdukları ittifaklarda liste sırası kapmakla meşgul çünkü! O kirli pazarlıkların içerisinde kendi koltuğunu sağlamlaştırmaya çalışıyor. Peki bizim hassasiyetlerimiz, kırmızı çizgilerimiz ne olacak? İşte tam bu soruyu sorarken umudu perçinleyen o çıkışı görüyoruz.
“Türkiye’nin geleceğinde HDP’ye kurban olanlar değil, Türk milletinin yanında olanlar var” diyen Eskişehir’in vatansever gençlerini görüyoruz. Bazı gazetecilerimiz için manşet sayfasına reklamlar doldurmak belki daha önemli olabilir. Ama işte gerçek gündem bu! Eskişehir’in de Türkiye’nin de gerçek seçim gündemi bu!
Tüm o vaatleriyle birkaç hafta sonra kapımızı çalacak sözde milletin vekillerinin aksine Türkiye Gençlik Birliği kararlı duruşuyla çıktı Odunpazarı Belediyesi’nin önüne. Toplantıdan tam 2 gün sonra hepimizin vicdanı, hepimizin umudu oldu. Cesurca toplantının yapıldığı yerin önüne gidip hesap sordular. Hepimizin kalbinden de geçen bu değil miydi? Artık hesap sormak… Tüm bu bölücülerle helalleşenlere hesap sormak hepimizin yapmak istediği şey değil miydi?
Neredeydi “En genç adaylar bizde!” diye böbürlenen partiler? Yoklardı. Tahminimce menfi kavgaların peşinde belki de yeni taktikler üretiyorlardı. Gençliği reklam malzemesi gibi gören tüm siyasiler o gençlerin yüzlerine iyi baksın. Söylediklerine kulak versin. Çünkü aslında sorduğum sorunun cevabı 5 Nisan günü korkmadan hesap soran o gençlerde. Türkiye’nin geleceğinde işte o gençler var. Seçimden bir gün sonra ortadan yok edilecek, sözü dinlenmeyecek olan gençler de kulak versin. Türkiye’nin geleceğinde olmak, Türkiye’yi yönetmeye talip olmak işte böyle mangal gibi yürek ister.
Eskişehir’in yöneticilerine ve yönetici adaylarına bir soru da biz soralım. Halkın vicdanıyla yüzleşebilecek cesaretiniz var mı?