2022-10-10 19:13:00
Memlekette, hem de neredeyse her gün, hatta bazen günde birkaç kere değişen bunca gündem ve
bolca gerginlik yaratan muhabbet dönerken “Nereden çıktı şimdi bu mevzu?” diye düşünebilirsiniz.
Siz böyle düşünmeyin zinhar. Çünkü tam da o gerginlik yaratan gündemler yerine biraz da böyle
konuları gündem yapsak fena mı olur?
Gelelim başlıktaki sorumuza; “Şişman Müslüman olur mu?”
“Olmaz” desem yazı zaten daha başlamadan bitecek. Öyleyse, sonunda aynı şeyi söyleyecek bile
olsam; şöyle lafı zevkle dolandıra dolandıra…o kadar uzatmasam bile hiç değilse ballandıra ballandıra
yazmalı.
Belki “Şişman Müslüman olur mu?” yerine “Müslüman şişman olur mu?” demek daha doğru…
Neyse…
Özellikle aşırı şişman, çok fazla kilolu Müslüman görünce; günahın sınırına da geliyorum. Çünkü
aklıma gelenler genellikle olumsuz oluyor ve ben bunlardan birazını bile boş bulunup ona buna
söyleyecek olsam al sana gıybet… Sonra işin yoksa, hatta işin varsa bile bırakıp, ne kadar aşırı kilolu
Müslüman varsa tek tek arayıp bul, helallık dile… Aksi halde işin zor. O kadar “aşırı kilolu
Müslüman” kardeşinin günahlarını yüklenmek gibi bir tehlike söz konusu Allah muhafaza!
“Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi” ile insanların sosyal güvenlik durumuna, emekli olup
olmadığına, boşanıp boşanmadığına, isim veya doğum tarihini değiştirip değiştirmediğine ve dahi ev,
işyeri hatta yazlık adreslerine bile ulaşabilirsiniz, ama maalesef insanın kilosu ile ilgili, hele hele boy-
kilo endeksi gibi masumane konularda hiçbir açıklama yoktur…
Boy-kilo endeksi demişken aklıma takılan bir konuya değinmeden geçemeyeceğim. Genellikle fizik
tedavi merkezlerinde bulunan, bildiğimiz baskülün biraz daha gelişmişini andıran bir alet vardır;
üzerine çıkan insanların boy, yaş, cinsiyet gibi bilgilerini de yüklerler. Müthiş zekaya sahip alet
hemen; vücudunuzda bulunan yağı, tuzu, suyu, kemiği, iliği ayrıştırıp, her birinin miktarını, hatta
aslında yaşınızdan ne kadar daha yaşlı olduğunuzu ukalaca bir şekilde size bildirir. Tabii, herkesin
mutlaka ya akupunktur seanslarına, ya diyet veya tedavi programlarına devam etmesi gerektiği,
kaçınılmaz şekilde ortaya çıkar… İşte ben bu süreçte; sadece o aptal aletin benim içimdeki yağın
miktarını nasıl bilebileceğine takmış durumdayım. Kimse de beni o aletin verdiği miktarların doğru
olduğuna inandıramaz. Aksini iddia ve ısrar eden olursa; kendisini uygulamalı olarak ispata davet
edeceğimden de hiç kimsenin kuşkusu bulunmasın.
Asıl konumuza, daha doğrusu sorumuza dönersek; “şişman Müslüman” olur mu?
Müslüman Kur’an’a, hadislere ve sünnete uygun davransa, yemesi içmesi, vaktinde sofradan elini
çekmesi ona göre olsa, fazlalık bir kilosu bile olmazmış. Ben söyleyenlerin, iddia edenlerin,
kaynaklardan delil gösterenlerin hükmünü aktarıyorum. Böyle de söyleyerek, bütün şimşekleri
üzerimden uzaklaştırmış oldum(mu). Demek ki neymiş; “Müslüman şişman olmaz.” Daha doğrusu
“olamaz”, daha da doğrusu “olmamalı”, en doğrusu “olabilememeli.”
Bu arada, “Su içsem yarıyor.” diyenlerin ve kilolarıyla ilgili tıbbi ve ilmi gerçekleri böylece bizim
bile anlayabileceğimiz basitlikte dile getirenlerin durumunu bu yazımızda ele almıyoruz. Daha
doğrusu konunun felsefi boyutlarıyla şimdilik ilgilenmiyoruz.
Öyleyse, çevremizde gördüğümüz Müslüman ve şişman özellikli nüfus yoğunluğunu neye
borçluyuz? Hatta özellikle; Müslümanların; daha da açık söyleyelim, dini faaliyetleri meslek hâline
gelen kimselerin “hocalarla ilgili şakalara konu olacak kadar” kilolu olmalarını nasıl izah edeceğiz?
Gerçi görünen köy kılavuz istemeyip, gözle görülenin de yoruma ihtiyacı yoktur. Yani; yemek yeme,
daha doğrusu yenilebilecek hiçbir ikramı geri çevirmeme konusunda toplumda, başka hiçbir konuda
olamadığı kadar ortak ve yerleşik bir kanaatin oluşmasını, tutarlı davranışları ve yemek
alışkanlıklarıyla sağlayan, “dini faaliyet meslekli” (bir kısım) vatandaşlarımızın, biraz fazla kilolu
olmaları çok normaldir. Buradaki normal ifadesi; herhalde anlaşıldığı gibi; sebeplerin doğal sonucu
anlamında kullanılmıştır, yoksa ortaya çıkan sonucu benimsemekle, aşırı kilolu olmayı hoş görmekle
zinhar alakası yoktur. Aman dikkatli kullanalım. Çünkü normal kelimesi bomba gibi nerede
patlayacağı, ne zaman ne şekilde anlaşılacağı belli olmayan bir kelimedir.
Sözün ve sorunun burasında, biraz da kendimize gelerek (veya bakarak); toplumda oluşmuş balık
eti, Türk kası gibi hoş kavramları hatırlatmakta fayda var. En azından teselli babında. Ama bu teselli
gayreti, zamanla epeyce abartılarak, “bir dirhem et, bin ayıp örter..” avunmalarına kadar gelip
dayanmıştır ki, asıl tehlike de orada başlamıştır. Yukarıda “normal” kelimesinin bazen nasıl tehlikeli
hâle gelebildiğine dikkat çekmiştik. İşte, balık etiyle başlayan, Türk kasıyla meşruiyet kazanan ve
nihayet her dirhemi bin ayıp örttüğü için şişmanladıkça bütün ayıplarından kurtulan toplumumuzda
artık “hafifçe kilolu” olmak normal sayılmaya başlamıştır. Çünkü, normal kavramı, zamana, zemine
ve kişilere göre değişkendir. Normal sayıldıkça da, şişmanlık insanların derdi olmaktan çıkmıştır.
Bütün bunlara izah getirmeyeceğiz tabii ki, kesinlikle. Bu saatten sonra, onca “aşırı kilolu
Müslümanın” günahını almaya niyetim yok…
Ben sadece öylesine ve de yalnızca merak sâikiyle sormuştum: Müslüman şişman olur mu?