2021-11-03 18:28:00
Türkiye’nin, bitmek bilmeyen kuyruk sistemi ne yazık ki senelerdir sürmektedir. 1970’li yıllarda yaşamış vatandaşların, günümüz kuyruklarını hiçe sayarak eskiden yağ- petrol kuyruklarında olduklarını ekmek karnesi ile temel ihtiyaçlarını karşıladığını, günümüzde, Z kuşağına siyasi dersler vermekteler. Lakin 70’li yıllarda başlayan kuyruklar, 2021 Türkiye’sinde de ne yazık ki devam etmektedir. Vatandaşlar, kuyruktan kuyruğa temel gereksinimlerini karşılamakta, bulunan durumu sorgulayan vatandaşlara, adeta ateş püskürtmektedir.
PEKİ BİZ NE ARA BU DURUMA GELDİK?
Kısaca bahsetmek isterim ki ; 1974 Kıbrıs Harekatı ile savaşa giren Ülkemiz, 1973 yılında yaşanılan petrol krizi nedeniyle Türkiye’nin arz-talep dengesinde ciddi şekilde bozulmalar meydana gelmiş, petrol fiyatlarında yaşanan ani artıştan dolayı döviz ihtiyacı da artmıştı. Ayrıca dış kredilerde yaşanılan kesinti nedeniyle üretimde kullanılan ara malları ithal edemeyecek duruma gelmişti. Temel malların, arz-talep dengesinde yaşanılan uyumsuzluk nedeniyle kıtlıklar meydana gelmiş, kuyruklar ve karaborsa sistemi oluşmuştu. O dönemde de mağdur olan yoksul kesim, bu dönem Türkiye’sinde de, yoksul olmaya devam etmiştir. Savaş, karaborsa ve dış devletler tarafından, ülkemize uygulanan ambargo neticesinde ortaya çıkan kuyruklar, 2021 Türkiye’sinde neden hala devam etmektedir. “Ne yazık ki dönem şartları ve sebepleri aynı olmasa da 70’lerin kuyrukları 21.yüzyılda’da devam etmektedir”. Markaların indirim kuyruklarından, marketlerin yağ ,peynir, çay kuyruğuna hastanelerde ki randevu adı altında oluşan kuyruklara değişmeyen kuyruk serüveni devam etmektedir.
BİR DE ÇIKAR GÖSTER DİYEN VATANDAŞLARIMIZ VAR
Bireylerin elinde ki telefonundan, giydiği kıyafet markasına kadar karışan, bu durumu, kendilerine görev haline getirmiş vatandaşlardan bahsediyorum. Elbet siz okurlarım,” bahsettiğim olaya şahit olmuş ya da internet üzerinden izlemiş olabilirsiniz.”
“Genellikle gençlere yönelik kompleksi bu yaklaşıma ne diyeceğimi bilemiyorum”…
Fakat ne ara bu kadar körleştiğimizi sorgulamamızı isterim.
Teknolojinin ilerleyişi ile çağa uygun, teknolojik araç-gereçlerin; açık pazara sunulması, bireylerin teknolojik ihtiyaçlarını karşılamakta. Lakin Ülkemizdeki teknolojik ürünlerin ,fiyatları döviz kuruna göre hesaplanması .Teknolojik ürünlerden alınan vergiler ile tüm vatandaşların cebini yakmakta. Ve bu durumdan sadece teknolojik pazar etkilenmemiş olup içtiğimiz sudan, yediğimiz ekmekten, giydiğimiz ayakkabıya kadar günden güne gelen yeni zamlarla ,vatandaşların nerede daha ucuz arayışına çıkartmış olup 70’lerin kuyruğunu 2021’de de mecburen devam ettirmekteyiz.