2021-11-24 11:12:00
“Bana bir harf öğretenin,
40 yıl kölesi olurum...”
Hz. ALİ
Okuma sevgisi, öğrenme aşkı daha nasıl bu kadar kısa ve öz anlatılır ki?
1 harf... İlime, bilime, hayata, gerçeklere... ulaştıran tek bir harf. Öğretmek, bildiğini paylaşmak, okumak, okutmak... ne büyük meziyet, ne muazzam bi güç. Hele bu mesleğe küçücük yüreklerle başlamak... Meraktan, heyecandan kocaman açılmış gözler, deli gibi çarpan kalpler, tertemiz kitaplar, defterler, okul bahçesinde yankılanan ANDIMIZ, her Cuma okul çıkışı söylenen İstiklal Marşı’mız...
Öğretmen denilince aklıma ilk gelen Mahmut Hoca olur. Boynuna taktığı gözlüğü, öğretmen maaşıyla yenisini alamadığı ama ona hep yakışan takım elbisesi, elleri arkada yürüyüşü, kızınca gözlüklerinin üzerinden bakışı, hele öğrencilerini ne olursa olsun sonuna kadar savunması... Olması gereken hep bu sanki. Sert mizacının arkasında koşulsuz güvenebileceğini bilmek, bir öğrenci için ne büyük şans. Hayatı öğreten, beynimize mıh gibi yer etmiş o cümleleri de var tabi ki;
“Ben tüccar değilim, eğitimciyim!”
“Onlar benim evladım...”
“Okul, sadece dört yanı duvarla çevrili, tepesinde dam olan yer değildir! Okul her yerdir.”
“Ömrümün geri kalan günlerini de yine eskisi gibi öğrencilerime yani sizlere doğruyu, güzeli öğretmeye çalışarak geçireceğim...”
“Bir çocuk; eline çanta verip okula yollamakla, cebine üç beş kuruş para koyup okul köşesine atılmakta eğitilmez!”
Ve çok daha fazlası...
Bir de Şener Şen geldi aklıma.
Gönül Yarası – Öğretmen Nazım.
Çocuklara, özellikle kız çocuklarına verilebilecek en değerli hazineyi verdi;
“Şimdi ananız babanız bi sürü şeyleri bahane edip, sizi okuldan alıp, tarlaya, bağa, bahçeye yollayabilir. “Para yok, pul yok” deyip, sizi başlık parası için evlendirebilir. Bu lafım kızlara; izin vermeyin! Gerekirse baş kaldırın, dayak yiyin, isyan edin, evden kaçın ama okuyun! Unutmayın, kaderinizi alt edecek olan sizlersiniz. Okumak, cehaletten kurtulmak, dünyayı anlamaktır.”
Ben biraz eski kafalıyımdır. Benim dünyamdaki öğretmen hep böyle oldu. Takım elbiseli, ciddi ama merhametli, korumacı, mesafeli...
Öğretmen yol göstericidir, sırdaştır ama arkadaş değildir. Öğrenci, öğretmenini gördüğünde hatta sesini duyduğunda hazır olda beklemeli. Korktuğu için değil, sevdiği, saygı duyduğu için yapmalı bunu. Ailesine anlatamadığını O’na anlatmalı. Ama arkadaş olmak için değil, ona güvendiği, tecrübesine ihtiyacı olduğu için.
Hangi kuşağa ait olduğumu bilmem ama bizler şanslı çocuklardık. “Seninle gurur duyuyorum” cümlesini öğretmeninden duymak ise... Anlatılmaz bi his. İlkokul 3. sınıfta duydum ben bu cümleyi. İstiklal Marşı’mızın 10 kıtasını ezbere okuduğum zaman gözleri dolmuştu. Yanıma gelip “seninle gurur duyuyorum kızım” demişti. Unutamam... O anı, o bakışı unutamam... Siz bana 1 harf öğrettiniz, ben koca ömür sizin hakkınızı ödeyemem öğretmenim. Bi gün, bu yazıyı okursanız şunu bilin; size minnettarım İsmail Hocam, hayatımın sonuna kadar.
Bir diğeri de; Türkan Saylan. Kelimelerin yetersiz kaldığı bir eğitimci, Cumhuriyet Kadını... “Kendini eğitime adamak” derken tam olarak O’nun yaptığından bahsediyorum işte. “Öncelik kızlarındır” diyerek binlerce Kardelen’e umut olan bir öğretmen.
Eğitimci olma hayaliyle yanıp tutuşan ve hayaline kavuşan ama doyamadan göçüp giden şehit öğretmenlerimiz? Onlar unutulur mu? Köy okullarında, soba başında, çorapları ıslanan yavrularının ayaklarını ısıtan o öğretmenler unutulur mu? Yeter ki derse gelsin, okuldan soğumasın, sevsin diye koca müfredattan şarkı yapan yaratıcı öğretmenler unutulur mu?
Ayakta alkışlıyor, sizleri minnetle anıyor, önünüzde eğiliyorum...
Ve...
Mustafa Kemal Atatürk.
O’nu anmadan, teşekkür etmeden bitirebilir miyim bu yazıyı?
Başöğretmenim... Ata’m...
Asker oldun, komutan oldun, yazar oldun, öğretmen oldun... Koskoca bir devlet kurdun. Ne anaları unuttun, ne gençleri, ne çocukları unuttun ne çiftçileri... Devrimlerinle yolumuzu öyle bir aydınlattın ki, karartmaya kimsenin gücü yetmiyor, yetmeyecek. Elleri öpülesi Ata’m, ruhun şad olsun.
Saygıdeğer Öğretmenler;
Sizler, ailemizden sonra güvenebileceğimiz en kıymetli varlıklarımızsınız. Öğretmen yoksa, bilgi de yoktur, saygı da, gelecek de... Sizler cehaletle savaşmayı öğreten kahramanlarımızsınız.
Velhasıl;
Öğretmen yoksa;
Cumhurbaşkanı, başbakan, doktor, mühendis, avukat... hiç birisi olamaz! Bu yüzden sizler, başımızın tacısınız.
ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...
SİZLERE ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ...