×

Kurumsal

Künye Kullanım Sözleşmesi Gizlilik Politikası Yayın İlkelerimiz Özel Üyelik

Haber Kategorileri

Tepebaşı Odunpazarı Bölgesel Ekonomi Siyaset Asayiş Eğitim Gündem Sağlık Yaşam Spor Eskişehir tanıtım İlçeler Röportajlar

Medya

Foto Galeri Web TV Canlı TV

Makaleler

Yazarlar Makaleler

Servisler

Seri İlanlar Firma Rehberi Biyografiler Nöbetçi Eczaneler Namaz Vakitleri Kripto Para borsası Faydalı linkler Puan Durumu Fikstür Anketler

Destek

Üye Ol Giriş İletişim

Soner GÜNCAN

Davulu çalana değil, çaldırana bakmak lazım !


2023-09-05 12:46:00

 

Sevgili Okur;

Öncelikle şunu ifade etmeli ve bir istirhamda bulunmalıyım ki okuyacağınız bu yazıyı ‘’Büyük dedeleri Aşkabat- Kırım- İstanbul ekseninde göçler yaşamış, İstanbul Suriçi, Fatih Şehsuvar Mahallesinde konaklamış, sarayda belirli kademelerde görev yapmış, Cağaloğlu’nda Sermürettip olarak görevlendirilmiş, Cumhuriyet Döneminde ise her iki dedesi Eskişehir Valiliği'nde çalışmış, hatta bir tanesi o dönemde Eskişehir Valilik merdivenlerinde görevi başında Allah’a ruhunu teslim etmiş, babası otuz yıl memleketin dağlarında, devlet işçisi olarak çalışmış bir insan olarak yazıyorum ki devlete olan bağlılığımız, sadakatimiz, sevdamız aileden, genlerimizden gelmektedir. Özellikle valilik makamı her iki dedemizin orada hizmetkar olması nedeni ile çok daha önem arz etmektedir hayatımızda. Yine bu sebeple olmalıdır ki bir resmi kurumdan çıkarken asla sırtımızı dönmeyiz makama. Bu bizde atadan kalma bir haldir. Devlet Sevdamızın ata tohumu; hiçbir zaman bozulmamış bu günlere kadar da değişmeden gelebilmiştir. Devlette liyakat ile alakalı sayısız yazımı da sosyal medya hesaplarından okuyabilirsiniz. Yazıyı bu açıklamaları dikkate alarak okursanız mutlu kılarsınız bizi.

Gece yarısı Eskişehir’de yayın hayatına devam eden bir dijital gazetenin sahibi ve yazarının yazısı düştü internete. Bir dostum gönderdi yazıyı, okudum yazarın az çok yapısını, kazanç biçimini bildiğim için çok önemsemedim ama bahsi geçen şeyler yenilir yutulur gibi değildi. Bilinçli olarak köpürtülmüş, ifadelerdeki kelimeler halkta nefret uyandıracak, devlet makamlarına karşı güvensizlik oluşturacak nitelikte olunca o saatte ki; gece yarısına yaklaşıyordu, konu ile alakalı telefon görüşmeleri yapmak, kanunlarla alakalı araştırma yapmak hasıl oldu. Neticede ön yargıdan uzak, lakin ne maksatla yazıldığı ya da yazdırıldığı konusunda az çok da bir fikrimin olduğu konuyu bu gün kaleme almak istedim.

Yazı içeriği kısaca şöyle’’ Eskişehir Valiliği’nde vekaleten Özel Kalem Müdürlüğü yapan Hamit Selçuk ile vekaleten Protokol Şube Müdürlüğü yapan Göksel Yılmaz, asıl kadrolarının olduğu okullarda derse girmedikleri halde ek ders ücreti almışlar. ‘Vekalet ücreti’ aldıkları iddia edilen bu iki ismin girmedikleri derslerin paralarını alması eğitim camiasında tepkilere neden olmuş.

Konuyla ilgili gazeteciyi arayan bazı eğitimciler güya; “Eskişehir Valiliğinde o makamlara gelebilmek için güçlü aracılar sokan, sonra kerameti kendilerinden sanarak; oturdukları koltukların gücüyle  ‘dünyayı ben yarattım’ edasıyla etrafa caka satan Hamit Selçuk ve Göksel Yılmaz, bırakın derse, ek derse girmek, kapısının önünden bile geçmedikleri eğitim kurumlarından bu paraları almayı nasıl içlerine sindirebilirler demişler ve ‘’emek harcamadan, alın teri dökmeden hak etmedikleri bu parayı almak topluma örnek olması gereken bir eğitimciye yakışır mıymış?’’.

 

Öncelikle şunu ifade etmek lazım.

Birisi, birileri sizi arayacak kurumu ile alakalı bir haberi sızdıracak, siz de bunu araştırmadan gece yarısı trafiğe sokacaksınız. (Arayan var mı), bahsettiği konular doğru mu yanlış mı, kasıt var mı yok mu umurunuzda olmayacak ve hemen haberi yapacaksınız. Bu ahlaka uygun değil, etik kuralara uygun değil, devlet terbiyesine uygun değil. Lakin yazılara bakınca bahsi geçen gazetecinin, özellikle Milli Eğitim camiasından bu tür aslı astarı olan olmayan bir çok bilgi aldığı aşikar, kullanıldığı ortada, özellikle eğitim camiasını ilgilendiren konularda basılı aylık bir dergi çıkartıyor olması, ve bu dergiyi okul müdürlerine, milli eğitim müdürlüklerine pazarlıyor olması, hatta bunu bir koz olarak kullanarak dergisine bu camiadan abonelikler alması da bu hadiseyi güçlendiriyor. Düşünün kurumda amirinizi sevmiyorsunuz, makamla alakalı beklentileriniz var bir hadiseye bire bir katıp bu vatandaşa gönderiyorsunuz o da aklına geleni yazıyor. Velev ki kurumunuzda yanlış şeyler oluyor bunu bir pısırık, çapsız karaktersiz insan gibi gizli saklı birilerine sızdırmak yerine erkekçe savcılara bildirmelisiniz.

Şimdi konuya dönelim mi?

Gerçekten bu haber doğru mu, olay anlatıldığı gibi mi olmuş, bahsi geçen isimler devlet kurumuna liyakatten uzak, ali kıran, baş kesen miymiş?

Hadi buyrun devam edelim.

 Devlet makamlarında özel kalem müdürlükleri çok önemli birimlerdir. Devletin mahremiyetine dikkat edebilecek, sadık, ailesi temiz, özel yaşantısına dikkat eden, zafiyetleri olmayan, liyakat sahibi insanlardan seçilirler.

İşte ismi geçen bu şahıslarda güvenlik soruşturmaları yapılmış olmalı ki ‘’bu görevlendirmeler kişilerin talebi ya da isteği olmadan dilekçeleri alınmadan Eskişehir Valiliğin talebi, Milli Eğitim müdürlüğü'nün onayı ile gerçekleştirilmiştir''. Ve görev yaptıkları bu süre içinde halen bu sadakat ve güvenilirlik özellikleri artarak devam etmektedir. Mesele duruş, tavırları ise ‘’evet onların makamında eliniz cepte, bir elinizde çay bardağı bir elinizde sigara dolaşamazsınız, gevşek olamazsınız, lay lay yapamazsınız, usulsüz bir şey talebinde bulunamazsınız, haddiniz olmayan konuları konuşamaz, makamla alakalı özel bilgi alamazsınız. Dedikodu üretemezsiniz. Şahsi işleriniz için ticaretiniz için usulsüz adam kayırma taleplerinde bulunamazsınız. Hadise eğer bu sebeple caka satmak gibi ya da dünyayı ben yarattım edası şeklinde algılanıyorsa bu sizin makamda istediğiniz gibi at koşturamadığınızdan dolayı böyle okunabilir.

Gelelim haksız kazanç sağladıkları tevatürüne;

İl içi görevlendirmelerde bu örnekte olduğu gibi eğer valilikler, bakanlıkların il temsilciliklerinden bir personeli istihdam etmek isterse, üst makam valilik olduğu için, bakanlığın taşradaki en üst kurumu valilik olduğu için kurum değişikliği söz konusu olmaz. Cumhurbaşkanlığı'nın 1.  kararnamesinin 509. maddesinin (ç) fıkrasına göre; bakanlıkların taşra teşkilatlarının 1. sıra yürütücüsünün valilikler olması sebebi ile bu görevlendirmelerde kurum dışı çalışmanın söz konusu olmadığı açıktır. Milli eğitim personeli bu tür durumlarda önce kurumu içinde özel büroda görevlendirilir sonrasında asıl çalışacağı kuruma alınır. Bu özel büroda olan şahıslar her personele tanınan ek ders ücretini 18 saat üzerinden alır. Bu karar ek ders yönetmeliğinin 16. Maddesi uyarınca ‘’yönetim görevi olarak’’ tanımlanmakta ve bu iki değerli insan da bu kanuna istinaden ücret almaktadır. Bir başka konu da bu ek ders ücretlendirmeleri ilçe milli eğitim, il milli eğitim müdürlüklernin imzalarından geçerek verilmektedir. Dolayısı ile zan altında bırakılan Valilik makamı, İlçe Milli Eğitim ve İl Milli Eğitim Müdürlükleridir.

Şimdi ne olacak?

Çok net ifade ediyorum, haberi yapan şahıs ya yalan söylemiş ya bu şahıslara kurulan kumpasın maşası olmuş, ya da yalan haberle kandırılmıştır. Hal böyle iken bir gazetecinin kaynakların gizliliği ilkesi uyarınca, kaynağını ve elindeki belgeleri açıklamaya, tanıklık yapmaya zorlanamaz olması, gazetecinin ancak kaynağının izin vermesi veya kaynağı tarafından yanıltılmış olması hallerinde kaynağını açıklamak durumunda olması sebebi ile gerekeni yapmalı ve hem bu kurumlardan, hem de bahse konu olan şahıslar ve ailelerinden özür dilemeli ve kaynağının kendisini yanılttığı için ilgili kurum müdürlüklerine bilgi vererek kaynağını ya da kaynaklarını açıklamalıdır.

Kimsenin bu güzel ülkenin kurumlarını, personelleri üzerinden makamları karalamasına müsaade edilemez. Had bilmek gerek.

Ahir kelam bu haberi yapan Ayhan Aydıner ‘i kınıyor gereğini yaparak özür dilemesini tavsiye ediyorum.

Var olsun Büyük Türk Devleti ve onun liyakat sahibi hizmetkarları...

 

 

 

 

 

YORUM YAPIN

Yorum yapmak için üye olmanız gerekmektedir. Üye girişi yapmak için Tıklayın