AK Parti Eskişehir Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Üyesi Prof. Dr. Emine Nur Günay, Fas’ta gerçekleşen Siyasi İşler Komitesi toplantısında parlamenterlere seslendi.
Kültür Sanat 17/03/2023 16:04 17/03/2023 16:05
AK Parti Eskişehir Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Üyesi Prof. Dr. Emine Nur Günay, Fas’ta gerçekleşen Siyasi İşler Komitesi toplantısında parlamenterlere seslendi.
AK Parti Eskişehir Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Üyesi Prof. Dr. Emine Nur Günay, Fas’ta gerçekleşen Siyasi İşler Komitesi toplantısında parlamenterlere seslendi. Ülkemizde yaşanan deprem felaketi ile alakalı güncel bilgileri Avrupalı meslektaşları ile paylaşan Günay, diğer ülkelere Türkiye adına uluslararası destek için teşekkür etti. Prof. Dr. Günay, ‘’6 Şubat günü sabah saat 4 sularında Türkiye'de en büyüğü 7.8 şiddetinde olmak üzere birden çok deprem meydana gelmiştir. Bu, yer bilimi alanda çalışan tüm ulusal ve uluslararası kuruluşların eşine az rastlanan çok anormal bir durum olarak nitelendirdiği bir hadisedir. Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü bu depremlerin, yüzyılın felaketi olduğunu açıklamıştır.’’
‘’DEPREMİN ETKİLENDİĞİ ALAN ÇOĞU AVRUPA ÜLKESİNDEN BÜYÜK’’
Prof. Dr. Günay, ‘’Sadece ne kadar büyük olduğu hakkında fikir vermek için bazı rakamlar ve karşılaştırmalar paylaşayım. Deprem felaketi 130 atom bombasının gücüne eşdeğerdi. Deprem 10 ili yerle bir etti ve 110 bin kilometrekarelik bir alanı etkileyen iki büyük depremin birçok Avrupa ülkesinden daha büyük bir alanı etkilediği ortaya çıktı. Deprem alanı Danimarka, İsviçre ve Hollanda'nın yüzölçümünün yaklaşık 3 katı, Portekiz veya Macaristan veya Avusturya veya Bulgaristan'ın yüzölçümünden daha büyük ve İngiltere'nin yüzölçümüne yakın. Depremden etkilenen insan sayısı neredeyse 15 milyona ulaşmıştır. Bu rakam Belçika, Yunanistan, Avusturya, Macaristan gibi 28 ülkenin nüfusundan daha fazlaydı. Sadece Türkiye'deki can kaybı 6.660'ı yabancı uyruklu olmak üzere 50 bin gibi şaşırtıcı bir rakamdır.
‘’DESTEK VEREN TÜM ÜLKELERE TÜRKİYE ADINA TEŞEKKÜR EDİYORUZ’’
Prof. Dr. Günay, ‘’Arama kurtarma ekipleri, sağlık personeli ve mali yardımlar da dâhil olmak üzere taziyelerini ileten ve yardımda bulunan herkese Türkiye adına en derin şükranlarımı sunarım. Bu zor zamanlarda gösterilen dayanışma derinden takdir edilmektedir. 110'dan fazla ülke ve 16 uluslararası kuruluş deprem mağdurlarına destek sözü vermiştir. Zor zamanlarımızda gösterilen bu insani destek için minnettarız. Umarız hiçbir ulus böylesine yıkıcı doğal afetlerle karşılaşmaz. Evet, iki ay sonra seçimler yapılacak. Ama biz Türkiye'de siyaset konuşmuyoruz. Biz bu yıkıcı olaya odaklanıyoruz. Depremin hemen ardından hükümet iki önemli adım attı; Birincisi, bu 10 ilin yeniden inşasını hedefleyen 'İhya ve İnşa' Programı. Sayın Cumhurbaşkanımız bir yıl içinde 319 bin konutun toplamda ise 650 bin konutun yeniden inşa edileceği ve vatandaşlara verileceği sözünü verdi. İkincisi, Türkiye genelinde sadece deprem değil, her türlü doğal afete karşı hazırlıklı olmayı ve riski en aza indirmeyi amaçlayan 'Ulusal Risk Kalkanı Kurulu' kuruldu.’’
‘’BU TRAJEDİNİN ETKİLERİ BİR GECEDE ORTADAN KALKMAYACAK’’
Prof. Dr. Günay, ‘’Bu trajedinin etkilerinin bir gecede ortadan kalkmayacağını ve önümüzdeki günlerde desteğinize ve dayanışmanıza ihtiyaç duymaya devam edeceğimizi unutmamanızı rica ediyorum. Bu zor zamanda gösterdiğiniz ilgi ve sarsılmaz desteğiniz için teşekkür ederim.’’ Şeklinde konuştu.
‘’TÜRKİYE BİR AİLE ÜYESİ, ULUSLARARASI KAMUOYUNDA BU KONU DAHA FAZLA KONUŞULMALI’’
Belçikalı Parlamenter ve Doğal Afetleri Önlemen ve Afetlere Hazırlanmak konulu raporun raportörü Simon Moutquin, Türkiye’de yaşanan felaket ile alakalı,’’ Türkiye sadece Avrupa Konseyi üyesi değil aynı zamanda bizim ailemizin bir parçası. O yüzden bu konuya yaklaşırken sadece bir üye olarak değil aile üyesi olarak görmemiz gerekir. Ama ne yazık ki uluslararası kamuoyu yeteri kadar bu konuyu konuşmadı. Haiti’deki felaket veya Almanya’daki sel felaketi kadar konuşulmadı. Halbuki bu felaketten çok büyük bir kesim etkilendi ve etkileri uzun süreli olacak. Bu konuyu gündemimizden ayırmamamız gerekiyor. Bu konu özellikle uluslararası basında daha fazla yer bulmalı ve gelecekte de neler yapılabileceği konuşulmalı, değerlendirilmeli’’ Şeklinde konuştu.