eskisehirgazete.com Şeker Fabrikalarındaki geçici işçiler ile ilgili dosyayı aralıyor.  25-30 yıldır geçici statüde çalışan ancak bir türlü kalıcı kadroya kavuşamayan toplam 1393 işçinin kadro sorununa çözüm aranıyor.   Geçici işçilerin emeklilik umutları da yok.  Geçici statüde yılda 4 ay, 6 ay ve daha sonra son 2 yıldır da 9 ay 29 gün çalıştırılan işçilerin kadro sorunu çözümlenemezken geçtiğimiz yıl kuruma KPSS ve İş-Kur üzerinden Bin 500 işçi alımı gerçekleşti.

Kampanyadan bakıma onlar var

Türk Şeker bünyesindeki fabrikalarda çoğunluğu 25-30 yıldır çalışan Bin 393 geçici işçinin kadro beklentisi bir türlü çözüme kavuşmadı. 2 Binli yıllardan bu yana başta Eskişehir Kazım Taşkent Şeker Fabrikası olmak üzere Türk Şeker’e bağlı fabrikalarda mevsimlik geçici işçi olarak işbaşı yapan ancak yıllardır kendilerine kadro verilmeyen işçilerin sorunlarına çözüm bulunabilmiş değil. 

İşe başladıkları dönemde ziraatta çalışan mevsimlik geçici işçi statüsündeki çalışanların zaman içerisinde revizyon ve bakımda da çalıştırılmaları ile tamirat ve bakım dönemlerinde işlerinde ustalaştıklarına rağmen kadro taleplerine yıllardır çözüm bulunamadı. Kampanya dönemi bittikten sonra makine fabrikasının da döküm bölümü başta olmak üzere diğer bölümlerinde zaman içerisinde ustalaştıkları belirtiliyor.

Hayal kırıklığı yaşadılar

Geçici statüde çalışan ve şeker sanayinin omurgası haline gelen bu işçilerin kadro bekledikleri bir dönemde geçtiğimiz yıl Bin 500 yeni işçinin KPSS ve İş-Kur üzerinden kadrolu olarak Şeker Fabrikalarının bünyesinde kadrolu olarak işe başlatıldı.  Bu gelişme çalışma hayatlarının 25-30 yıllık bölümünü fabrikada geçiren geçici işçiler ve Şeker-İş sendikası tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Şeker-İş Sendikası Genel Eğitim Sekreteri ve geçtiğimiz dönem Eskişehir Şube Başkanlığı da yapan Cengiz Ünder,“Biz işçi alımına karşı değiliz. Yıllarca geçici işçi olarak çalışan ve işlerinde ustalaşan arkadaşlara kadro verilemezken, onlara 9 ay 29 gün çalışma hakkı verilirken yeni alınan arkadaşların 12 ay ve kadrolu olması kabul edilebilir bir şey değil. KPSS ve İş-Kur aracılığı ile işe alınan arkadaşlarımıza ustalık yapan arkadaşlarımızın sorununa bir çözüm bulunamadı. Bakanlık yetkilileri ile görüştük, durumu anlattık. Kimse bize haksızınız diyemiyor, ancak çözümde bulunabilmiş değil. 25-30 yıldır çalışan arkadaşlarımız kadrolu unvana geçemiyor. 4 ay kampanya işçisi olarak çalışan arkadaşlarımız daha sonra 6 ay çalıştılar. 2 yıldır da 9 ay 29 gün çalışıyorlar” dedi.

Kimse haksızsınız diyemiyor

Ünder, 25-30 yıldır geçici statüyle çalışan Şeker işçisinin emekliliklerinin de bu uygulama ile hayal etmediklerini de söyledi. Ünder,“30 senedir geçici statüde çalışan arkadaşlarımız eğer dışarıdan sigorta pirimi yatırmıyorlarsa emeklilikleri mümkün görünmüyor. Zira 4 ay, 6 ay ve 9 ay 29 gün çalıştırılan arkadaşlarımızın aradan geçen sürede ödedikleri primler 3 bin 500 gün ile 4 bin gün arasında değişmektedir. Emeklilik  şartlarını yerine nasıl getirecekleri  düşünüldüğünde ne söylemek istediğim daha iyi anlaşılır” diye konuştu.

Geçici statüyle çalışan Şeker işçilerinin durumunu anlatmak için bugüne kadar 56 kuruma dosyalar ulaştırdıklarını da sözlerine ekleyen Ünder, sorunun çözümü için tüm hukuki yolları denediklerini ve mücadeleyi sürdüreceklerini sözlerine ekledi.

Kadro sorunu mücadelemiz sürüyor

Eskişehir Kazım Taşkent Şeker Fabrikası’nda 90 geçici statüde çalışan işçi olduğu geçtiğimiz yıl ise KPSS ve İş Kur üzerinden de 120 kişinin işe alındığı öğrenildi.

Konuyla ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Şeker-İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Hamit Dokuzlar hedeflerinin Şeker-İş olarak geçici statüde olan çalışanların kadro sorununa çözüm üretmek ve Şeker Fabrikalarının özelleştirme kapsamından çıkarılması olduğunu söyledi. Dokuzlar, geçtiğimiz Şeker fabrikalarına alınan işçilere kesinlikle karşı olmadıklarını onlarında sanayinin 20 yıllık geleceğine yatırım olarak değerlendirdiklerini ifade etti. 

Kendi reklamımızı yapamadık

Tarımın öneminin son salgın döneminde bir kez daha çok açık bir biçimde ortaya çıktığına işaret eden Dokuzlar, “Kısa sürede Borel gibi bir marka üretildi. Borel’in hammaddesinin yüzde 99’u Şeker Fabrikası tarafından üretilmiş olmasına rağmen biz kendi reklamımızı yapamadık” dedi. Dokuzlar, Şeker Fabrikalarının yönetiminin özelleştirme idaresinde bulunduğunu artık tarım ya da sanayi bakanlıklarından birisine bağlanmaları gerektiğine dikkat çekti. Dokuzlar, “Şeker’in bir bölümü ile tarım, diğer bölümü ile sanayiyi ilgilendirdiğini herkes biliyor. Bu sebeple şeker sanayinin özelleştirme idaresinden alınarak bu bakanlıklardan birisine bağlanması gerekiyor” diye konuştu.

Pancarında, şekerin de fiyatını devlet belirliyor

Şeker fabrikalarının görünüşte zarar ettiğini de söyleyen Dokuzlar gerçekte ise şeker sanayinin hem ürettiği katma değer sebebiyle, hem de ekonomiye kattıkları ile zarar etmediğini söyledi. Dokuzlar, “Pancarın fiyatını da şekerin fiyatını da devlet belirliyor. Halbuki, çayda buğdayda böyle bir şey söz konusu değil. Dört yıl kadar önce bir çuval şeker 150 TL iken bugün sadece 210 TL. Aynı dönemde bir çuval un 50 TL iken bugün 210 TL olarak piyasaya sunuluyor. Bir çuval un ile bir çuval şekerin ürettiği katma değer aynı şey değil. Bizde şeker var, melas var, şlempe var, alkol üretimi var. Aynı zamanda şeker pastadan çikolataya her alanda kullanılıyor. Açık bir ifade ile devlet burada olmasa özel şirketler eliyle şeker belki kilogramı 10 TL’den satılır. Ya da tatlandırıcı üreticilerine piyasalar açılır” değerlendirmesinde bulundu.